Çevre Bilincinin Tarihsel Gelişimi

Dr. Hüseyin UÇAR

20 Haziran 2021

Sanayi Devrimi’nin ardından çevre bilinci, hızla değişen toplumsal, ekonomik ve teknolojik koşullarla birlikte değişim göstermiştir. Özellikle son 140 yılda, çevresel sorunların artışıyla çevre bilincinin önemi daha da belirginleşmiştir. Bu dönem, 20’şer yıllık periyotlarla ele alındığında, çevre bilincinin gelişimindeki belirgin aşamalar ve etkileyici olaylar net bir şekilde ortaya konulabilir.

1880-1900: Sanayi Toplumunda İlk Çevre Farkındalığı

1880-1900 yılları arasında sanayileşmenin hız kazanmasıyla çevresel kirlilik, özellikle sanayi kentlerinde hissedilir boyutlara ulaşmıştır. Hava kirliliği ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi sorunlar, toplum sağlığını tehdit etmiş ve yerel düzeyde ilk çevre koruma hareketlerini tetiklemiştir (1). Bu dönemde, İngiltere’deki Clean Air Acts gibi düzenlemeler, çevre bilincine yönelik yasal adımların atılmasının başlangıcı olmuştur (2).

1900-1920: Doğa Koruma Hareketlerinin Doğuşu

20.yüzyılın başında, doğal kaynakların korunması amacıyla dünya genelinde çeşitli hareketler ortaya çıkmıştır. Özellikle ABD’de National Parks Service ’in kurulması, doğa koruma çalışmalarının ilk kurumsal adımlarından biri olarak kabul edilmektedir (3). Bu dönemde, çevre bilinci daha çok yaban hayatı ve ormanların korunmasına odaklanmış, ekosistemlerin sürdürülebilirliği konusunda farkındalık artmıştır.

1920-1940: Ekonomik Kalkınma ve Çevre Sorunları

1920-1940 yılları, küresel ekonomik krizlerin ve dünya savaşlarının çevresel etkilerinin arttığı bir dönemdir. Sanayi üretiminin savaş dönemlerinde zirve yapması, kaynakların aşırı tüketimine ve çevresel tahribata yol açmıştır (4). Ancak bu dönemde çevre bilinci, genellikle ekonomik kalkınma hedeflerinin gölgesinde kalmıştır. Bu bağlamda, yalnızca lokal düzeydeki girişimler çevreyi koruma çabalarını sürdürmüştür.

1940-1960: Modern Çevre Bilincinin Temelleri

II. Dünya Savaşı sonrasında sanayileşmenin hızlanması, çevresel sorunların da artmasına neden olmuştur. Bu dönemde, pestisitler ve kimyasal gübrelerin yoğun kullanımı, çevre üzerinde ciddi etkiler bırakmıştır (5). 1960’lı yılların hemen öncesinde, çevresel etkileri eleştiren bilimsel çalışmalar ve raporlar yayımlanmaya başlanmıştır. Bu çalışmalar, çevre bilincinin bilimsel bir temele oturtulmasına katkı sağlamıştır.

1960-1980: Çevre Hareketlerinin Güçlenmesi

1960-1980 yılları arasında çevre bilinci küresel bir hareket haline gelmiştir. Rachel Carson’un Silent Spring adlı eseri, kimyasal kirliliğin etkilerine dikkat çekerek çevresel farkındalık yaratmıştır (6). Aynı zamanda, 1972 Stockholm Konferansı, çevre bilincinin uluslararası politika gündemine taşınmasına öncülük etmiştir (7). Bu dönemde geri dönüşüm, enerji tasarrufu ve doğa koruma gibi çevre dostu uygulamalar yaygınlaşmıştır.

1980-2000: Sürdürülebilir Kalkınma Yaklaşımı

1980’lerden itibaren çevre bilincinde sürdürülebilir kalkınma kavramı ön plana çıkmıştır. 1987’de yayımlanan Brundtland Raporu, çevresel sürdürülebilirlik ve ekonomik büyüme arasındaki dengeyi vurgulamış ve dünya genelinde büyük yankı uyandırmıştır (8). Bu dönemde, birçok ülke çevre koruma politikalarını güçlendirmiş ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmıştır.

2000-2020: İklim Krizi ve Küresel İş Birliği

Son 20 yıl, çevre bilinci açısından en kritik dönemlerden biri olmuştur. İklim değişikliği ve küresel ısınma, çevre bilincini dünya çapında bir öncelik haline getirmiştir. Kyoto Protokolü ve Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalar, çevre koruma çabalarını hukuki bir zemine taşımıştır (9). Teknolojik gelişmeler ve medya, çevre bilincinin yaygınlaşmasında etkili olmuş, bireyler arasında çevre dostu yaşam tarzı benimsenmiştir.

2020 ve Sonrası: Dijital Çağda Çevre Bilinci

Günümüzde dijital teknolojiler, çevre bilincinin artırılmasında önemli bir araç haline gelmiştir. Online platformlar, çevresel eğitim ve farkındalığı artırarak bireylerin çevre dostu davranışlar sergilemesini teşvik etmektedir (10). Ayrıca, sürdürülebilir tarım, akıllı şehirler ve yenilikçi enerji çözümleri gibi projeler, çevresel sürdürülebilirlik açısından yeni fırsatlar sunmaktadır.

Sonuç

Sanayi Devrimi’nden bu yana çevre bilinci, toplumsal ve teknolojik dönüşümlerin etkisiyle sürekli gelişmiştir. Çevre sorunlarının artışı, bireyleri ve toplumları çevre bilincine sahip olmaya ve bu bilinci günlük yaşamlarına entegre etmeye teşvik etmiştir. Geçmişten bugüne elde edilen dersler, çevre bilincinin gelecekte daha geniş kitlelere ulaşması için rehber niteliğindedir.

Kaynaklar

  1. Clean Air Acts, 1956.
  2. National Parks Service. (1916).
  3. World Commission on Environment and Development. (1987). Our Common Future.
  4. Carson, R. (1962). Silent Spring.
  5. Kyoto Protocol. (1997).
  6. United Nations. (1972). Stockholm Conference on the Human Environment.
  7. Paris Agreement. (2015).
  8. Stern, P. C. (2000). Toward a Coherent Theory of Environmentally Significant Behavior.
  9. Jackson, T. (2009). Prosperity without Growth.
  10. OECD. (2020). Environmental Education in the Digital Age.