Dr. Hüseyin UÇAR
25 Şubat 2021
Evler, oteller, restoranlar, endüstriler ve tarımsal faaliyetler gibi farklı kaynaklardan her gün büyük miktarlarda atık su üretilmektedir. Atık sular çevreyi bozabilecek, insanlarda su kaynaklı hastalıklara neden olabilecek, çevredeki flora ve faunaya zarar verebilecek toksik maddeler, çeşitli kirleticiler içerir.
Bu nedenle, atık suyun arıtılması çok önemlidir ve sağlıklı bir bakteri topluluğu bu süreçte önemli bir rol oynar.
Deniz kenarlarında yerleşim yerlerinde nüfus yoğunluğu oldukça fazladır ve nüfus yoğunluğuyla paralel olarak atık miktarları da oldukça fazla olmaktadır. Deniz kenarlarındaki sitelerden, villalardan, otellerden, restoranlardan evsel atık olarak bilinen atıkların ve atık suların kirliliklerinin azaltımı ve bertarafı gerek ekoloji ve gerekse insan sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Bir kanalizasyon arıtma tesisinin temel amacı, atık suyu standart bir seviyeye kadar saflaştırmaktır.
Atık su arıtmada saflaştırmanın yanında hedeflenen amaçlar;
- Banyo, wc, mutfak giderlerinden gelen kötü kokuların giderimi,
- Foseptiklerdeki kötü kokunun giderimi,
- Kanalizasyon ve rögarlardaki kötü kokunun giderimi,
- Yağların tahliye hatlarında oluşturdukları tıkanıkların önlenmesi,
- Atık su deşarjının yapıldığı denizin temiz tutulması, denizdeki ekolojik yaşamın korunması.
Burada sit alanlarına kurulan yerleşim yerlerine de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Zira sit alanlarında atıklar vidanjörlerle alınmakta bu durum da vidanjörle çekim maliyetini artırmakta, bir başka sorun da biriken yağ parçacıklarından dolayı vidanjörün çekim miktarı da azalmaktadır. Dolayısıyla vidanjör kullanım maliyeti de artmaktadır, ek olarak tıkanıklıkların giderilmesi de bir maliyet gerektirmektedir.
Bu durum etkili ve daha düşük maliyetli çözüm ihtiyacına neden olmaktadır.
Atık Su Arıtımında Bakterilerin Kullanımı
Ağır katı partikülleri atık sudan çıkarmak için fiziksel işlemler kullanılır. Daha sonra biyolojik işlemler, atık suyun çözünür ve çözünmez organik maddelerden arındırılmasına yardımcı olur. Bu işlem, mikropları kullanarak atık suyu, herhangi bir zararlı etki olmaksızın çevreye salınabilen atık suya dönüştürür.
Bakteriler, protozoa ve diğerleri gibi mikroplar, atık suda bulunan organik materyalin parçalanması ve saflaştırılmasında temel rol oynarlar. Azot, fosfor gibi besinler ve yağlar, proteinler ve şeker gibi bileşikler bakteriler tarafından besin kaynağı olarak kullanılır.
Oksijen mevcudiyetine bağlı olarak, genellikle bir atık su arıtma tesisinde kullanılan üç tür bakteri vardır.
Aerobik Bakteriler
Aerobik bakterilerin atık üzerinde etkili olması için sürekli olarak yeterli oksijen kaynağına ihtiyacı vardır. Böylece arıtma tankına havalandırma cihazları kullanılarak oksijen sağlanır. Havalandırma işlemi, bakterilerin bu ortamda gelişmesine yardımcı olur ve atıkları verimli bir şekilde parçalar. Kirleticileri enerjiye dönüştürür ve büyümek ve çoğalmak için kullanır.
Anaerobik bakteri
Anaerobik bakterilerin oksijen yokluğunda organik atıkları parçaladığı bilinmektedir. Oksijeni besin kaynağından alır ve bu nedenle ayrıca oksijene ihtiyaç duymaz. Çamur hacimlerini büyük ölçüde azaltabilen anaerobik bakteriler, karbondioksit ve su gibi yan ürünler verir. İşlem sırasında açığa çıkan metan gazı aynı zamanda bir enerji kaynağı olarak da kullanılabilir.
Ayrıca, anaerobik bakteriler nitrat ve nitriti, denitrifikasyon işlemi yoluyla nitrojen gazına dönüştürür.
Fakültatif Bakteriler
İstemci bakteriler, oksijen varlığında ve yokluğunda işlevini yerine getirebilirler.
Aerobik durumu tercih etse de, aksi halde hayatta kalabilir. Bu nedenle, etkili atık su arıtımı için sağlıklı bakteri topluluğu gereklidir. Ancak arıtma tesislerinde bakterilerin büyümesini ve performansını etkileyen birkaç faktör vardır. Çözünmüş oksijen, pH, sıcaklık, çamur yaşı ve oksijen kullanımını içerir. Bunların bir kısmı kontrol edilebilirken, diğerleri kontrol edilemez.
Ayrıca, hava durumu ve üretilen atık miktarı gibi faktörler de bakterilerin performansını etkileyebilir. Bu da atık su arıtma tesislerinin arızalanmasına neden olabilir.
Hızlı sanayileşme, kentleşme ve artan nüfus nedeniyle çok miktarda atık su üretilmektedir. Genellikle atık su arıtma tesisi kapasitesinin dışındadır. Bu nedenle, bu zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi çözümlere ihtiyaç vardır.
Atık su arıtımında arıtma güçlendirici, sağlıklı bakteri kullanımı koku giderimi, tahliye hatlarında oluşabilecek tıkanıklıkların önlenmesi, tesis veriminin yükseltilmesi için gereklidir. Bunun yanında deşarjın yapıldığı denizin temizliğinin ve deniz ekolojisinin korunması için atık su arıtımında sağlıklı bakteri kullanmaya özen gösterilmelidir. Zira kirlilikten dolayı ekolojisi korunmayan denizlerde azot, fosfor miktarı artar ve bunları tüketen alglerin artması da denizde deniz salyası olarak da bilinen müsilaj populasyonunun artmasına neden olur. Müsilaj oluşumu ve artışı kontrol edilip önlenmezse deniz kirliliğinin denizin yüzeyini, içini ve dibini kaplamasına ve deniz ekolojisi canlılarının hayatını bitmesine neden olur. Bu nedenle deniz ekolojisinin korunması için atık su arıtımında sağlıklı bakteri kullanılmalıdır.